Hepimizin yaşadığı o an vardır: Berlin’de bir kafede otururken Edis’in bir şarkısı çalar, Amsterdam’da bir mağazada gezerken Zeynep Bastık’ın sesi duyulur veya bir bakarsınız, Tarkan’ın bir klasiği Brezilya’da TikTok akımına dönüşmüş. İçimizi bir gurur kaplar. Peki, o şarkı her çaldığında, sanatçısı ve söz yazarı Türkiye’deki hakkını, yani telifini (royalty) nasıl alıyor? İsveç’teki bir Spotify dinlemesinin parası, sanatçının İstanbul’daki banka hesabına tam olarak nasıl ulaşıyor?
Bu yolculuk, aslında dünyanın dört bir yanına yayılmış, karmaşık ama bir o kadar da etkileyici bir hukuk ve finans ağı sayesinde mümkün oluyor. Ve bu ağın sorunsuz çalışması, çoğu zaman doğru ve resmi çevirilere bağlı.
Bir şarkı yaratıldığında, genellikle iki ana hakkı olur: Eserin kendisine ait hak (besteci ve söz yazarının) ve eserin yorumuna/kaydına ait hak (sanatçı ve yapımcının). Türkiye’de MESAM ve MSG gibi meslek birlikleri, üyeleri adına bu hakları takip eder ve radyolarda, mekanlarda veya dijital platformlarda çalınan şarkıların teliflerini toplayarak hak sahiplerine dağıtır.
Peki yurt dışında ne oluyor? İşte sihir burada başlıyor. Türkiye’deki bu meslek birliklerinin, Almanya’daki GEMA, Amerika’daki ASCAP veya İngiltere’deki PRS gibi yabancı meslek birlikleriyle “karşılıklı temsilcilik” anlaşmaları vardır. Yani, sizin şarkınız Almanya’da çaldığında, telifi oranın birliği olan GEMA toplar ve MESAM’a gönderir. MESAM da bu parayı size öder. Kulağa basit gelse de, on binlerce sanatçı ve milyonlarca şarkılık bir veri tabanında, işler her zaman bu kadar pürüzsüz ilerlemez.
İşte bu devasa uluslararası sistemde, çevirinin hayati rol oynadığı bazı kritik anlar vardır:
Bu gibi durumlarda, bir e-posta veya basit bir telefon görüşmesi yeterli olmaz. Karşı tarafın hukuk departmanını harekete geçirecek tek şey, bir Yeminli Tercüman tarafından onaylanmış, resmi ve hukuki belgelerdir.
Bir sanatçının veya menajerinin işi müzik yapmaktır, uluslararası telif hukukunun karmaşık koridorlarında kaybolmak değil. Bu nedenle, sanatçıların haklarını global arenada korumak için, bu alanda deneyimli bir Yeminli Tercüme Bürosu ile çalışmak, en stratejik hamlelerden biridir. Profesyonel bir büro, telif hakkı, lisanslama ve fikri mülkiyet gibi özel terminolojiye hakim tercümanlarla çalışarak sanatçının en değerli varlığı olan eserlerini koruma altına alır.
Sonuç olarak, bir şarkıyı global bir hite dönüştüren şey onun evrensel melodisidir. Ancak sanatçının o başarıdan doğan hakkını almasını sağlayan şey, o melodinin telif haklarını koruyan, her kelimesi doğru ve yasal olarak sağlam belgelerdir.
Bir yanıt yazın