Dünyada hali hazırda kullanılan birçok farklı dil bulunmaktadır. Diller sayesinde ülkeler arasında diyaloglar daha rahat bir şekilde sağlanırken ticari ilişkiler, iş ilişkileri ya da hukuki ilişkiler gibi alanlarda farklı noktada önemli bir yere sahip olmaktadır. Bir kişi ne kadar çok dil bilir ise o kadar iyi yerlere gelebilecek olmasından dolayı dilin önemi de normale oranla her geçen gün daha artış göstermektedir. Dünya her geçen gün sanayi, teknoloji ya da ulaşım gibi alanlarda her gelişerek globalleşmeye başlamış olmasından dolayı dilin önemi de her an artmaktadır.
Evren tercüme bürosu olarak sizlerin tercüme ihtiyacını karşılamak adına kaliteli hizmetlerimizi size sunuyoruz. Dünya içerisinde şuanda en çok kullanılan diller arasında olan Fransızca, Almanca, İtalyanca ve Rusça tercümede bulunuyor. Evren tercüme bürosu, yaklaşık olarak bilinen her dilde oldukça kaliteli ve garantili olmasından dolayı rahatlıkla çeviri işleriniz için tercih edebilirsiniz. Oldukça disiplinli ve ekip çalışmaları konusunda hakim çevirmenlerin yer almasından dolayı sizler yeni bir çeviri yaptırırken sorun yaşamanız ya da aksi durumlar ile karşılaşmanız en az oranlara indirgenmektedir.
Farklı dünya dilleri ile hizmetlerin sunulmasını sağlarken bir gün içerisinde ortalama olarak 250 sayfaya kadar çeviri işlemlerini sağlıyoruz. Evren tercüme sayesinde istenilen her dil sorun yaşanmadan hızlı bir şekilde çevrilirken, uygun fiyatlar ile hizmetlerin sunuluyor olmasından dolayı kişilerin maddi bütçelerini de sarsmalarına gerek kalmaz. Yedi gün yirmi dört saat boyunca sizler de istediğiniz an hangi çeviri yaptırmak istiyorsanız destek hattını arayarak gerekli yardımı almayı da sağlayabilirsiniz.
Son yıllarda ülkemizde en çok izlenen dizilerden birisi olma özelliğini gösteren Söz dizisi geniş bir izleyici kitlesine sahip olmaktadır. Bu sayede ilk sezonu sonlanmadan ikinci sezonunda ekranlarda yerini almayı başardı.
Genel anlamıyla dizide tek ya da birkaç karakterin yürüttüğü bir başrol oyuncusu yoktur. Hemen hemen ekranlarda beliren kişiler başrol karakteri olmakta ve her bir bölümde bu kişilerin başlarından geçen maceralar aktarılmaktadır.
Söz Dizisinde Neler Yaşandı?
Daha ilk bölümden sunduğu konusunu sezon finaline kadar sürdürmeyi başaran Söz dizisi bu sayede konu kaymasını önlemekte ve izleyicileri ekrana kilitlemede oldukça başarı göstermiştir. Bu sayede son zamanlarda adından sıkça söz ettirmeyi başarmıştır.
Dizinin ilk bölümünde İstanbul’da yaşanan büyük bir terör olayı ve ardından yaşananlar yansıtılmıştı. Bu olay sonrasında gelişen zincir kapsamında başlangıçtan sezon finaline kadar yüksek bir tansiyon izleyenlerine sunulmuştur. Her bölüm sonunda muhteşem bir final yaparak gelecek bölümü merakla bekleten Söz dizisi sezon finalini de bu muhteşemlikte yaptı.
Birinci sezonda özel olarak görev yapan askerlerin başlarına gelen ve terör olaylarının boyutunu en iyi şekilde aktarmayı başaran Söz, geçtiğimiz sezondaki başarısını yeni sezonda da gösterebileceği konusunda merak uyandırmaktadır.
Söz Dizisi İkinci Sezonu Ne Zaman Geliyor?
Birinci sezonunda beklediği başarıyı yakalayarak ikinci sezon çekimlerine de başladığını duyuran Söz dizisi ekibi sevenleri tarafından tekrar ne zaman ekranda görüleceği konusu merak uyandırmaktadır. Kanal sahibi tarafından yapılan açıklamaya göre Söz dizisi yakın bir tarihte ikinci sezonunu da ekranlara taşıyacak. Bu kapsamda kesin olmayan bir duyuma göre 2018 yılının şubat ayı başlarında ikinci sezon ekranlara taşınacak. Bu konu hakkında tam olarak net bir tarih olmasa da 2018 başlarında Söz ekranlara ikinci sezonu ile gelecek gibi duruyor.
İzmir’de geçirdiğim 5 yıllık öğrencilik hayatımın sonucunda, neredeyse her mahallesini, her sokağını ezberleme şansına kavuştum. Öğrenciliğin getirdiği durum sebebiyle bazen cebim para dolu, bazense nakit sıkıntısı içerisinde İzmir’i köşe bucak gezip dolaştım. Tüm bu gezilerimin bana kazandırdığı en önemli özellik ise artık İzmir’i ziyaret edebilecekler için mükemmel bir rehber olmuş oluşumdu. Bildiklerimi de kaleme alarak, seyahat programları arasında İzmir olan arkadaşlar için faydalı bir yazı yazmaya karar verdim. İlçe ilçe, bölge bölge işte İzmir’de gezilebilecek her yer:
Urla
Her ne kadar bir çok kişi Urla’da denize girmeyi tercih etse de Urla’da denize girmek bence pek mantıklı bir aktivite olmaz. Sığ bir denize sahip oluşu güzel geliyor olsa da yosun ve çamurun fazla oluşu sebebiyle pek keyifli vakit geçiremeden denizden çıkabilirsiniz. Zira, ben o şekilde yapmıştım. Neredeyse 100 metreden fazla mesafe denizde boyunuzu aşmadığı için aslında bir bakıma da güvenli. Aynı şekilde yöresel bir bölge olduğu için deniz kenarında mangala da şahit olmanız yüksek ihtimaller arasında. Yine de Urla’ya gidip denize girmeseniz de genel bir tur atmak istiyorsanız F.Altay aktarma merkezinden dolmuş ya da otobüsü tercih edebilirsiniz.
Çeşme
İzmir’in en temiz sahili ve denizi Çeşme’de diyebilirim. Bu temizlik de devamında bir pahalılığı da getirmiyor değil. Sahil bölümündeki şezlonglar, marketler, tekel bayileri normal fiyatların üzerinde hizmet veriyor. Bir su normalde 50 kuruş iken burada 1.5 2 TL’yi bulabiliyor. Şezlong fiyatlarıda 10 Türk Lirasından 20 Türk Lirasına kadar değişiyor. Biraz tuzlu olsa da(fiyat olarak) oldukça keyifli bir deniz vakti geçirmek istiyorsanız F.Altay’dan otobüs ile birlikte Çeşme’ye ulaşabilirsiniz.
Çeşmealtı
Çeşme kadar sakin bir denizi olmasa da ve 3 mevsim bol rüzgara sahip olsa da yaz aylarında yer yer kayalıkları ile keyifli bir deniz günü geçirmeniz için vazgeçilmezler listemde yer alıyor. Özellikle yöresel halkının sıcakkanlılığı ve hoş muhabbeti mükemmel bir gün geçirmenize yardımcı oluyor. Eğer Urla’ya gidip de memnun kalmadıysanız, Urla’ya 10 dakika uzaklıkta olan Çeşmealtı’na geçerek kendinize mükemmel bir gün geçirme şansını yakalayabilirsiniz.
Özdere
İzmir’in kafa dinleme yeri olarak tabir edebilirim aslında. İzmir’in diğer ilçelerine göre biraz daha derin bir denize sahip olsa da plajda ücretsiz duş alma ve ücretsiz giyim kabini kullanma şansı Özdere’yi tercih etme sebeplerinden bir tanesi. Genellikle ailelerin tercih ettiği bir ortam olması sebebiyle de biraz daha sessiz ve sakin bir ortama sahip. Buraya ulaşım için de otogardan veya Gaziemir Semt Garajından minibüslere binebilirsiniz.
Foça
Foça, hem sakinliği, hem dolu doluğuyla, hem pahalılığı, hem de ekonomikliğiyle her telden insanın keyif alabileceği muazzam bir ilçe. Tarihi evleri, denize çıkan dar sokakları, ahşap iskeleleri ve masmavi denizi ile sizi büyüleyecek olan Foça’ya gittiğinizde mutlaka uzun bir kuyruk gördüğünüzde o kuyruğa girip, Foça’nın meşhur dondurmacısının külahından bir dondurma yemeyi ihmal etmeyin. Tabi ki anlattığım şeylerin büyüsüyle birlikte Eski Foça’dan bahsettiğimi fark ettiğinizi düşünerek hiç söylemiyorum bile.
Türkiye’nin küçük, şirin ve öğrenci dostu kendi Niğde’de öğrencilik yaptıysan, sen de bu ortak paydalardan nasibini almışsın demektir. Hadi gel, hatıraları tazelerken Niğde’yi tercih edecek yeni arkadaşlara birkaç tüyo verelim!
1. Mecburiyet Caddesi
Niğde insanı o kadar samimi ki, “tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer” atasözünü hayata geçirerek bu caddenin ismini “Mecburiyet Caddesi” olarak değiştirmişler. Asıl adını merak edenler için hemen belirtelim “Dr. Sami Yağız Caddesi”. Niğde’nin hem en kalabalık, hem de en işlek caddesi olma özelliğini taşımasının yanında, bütün kafeleri, bütün mağazaları ve işinize yarayacak bütün dükkanları bu cadde üzerinde bulmanız sebebiyle halk tarafından “Mecburiyet Caddesi” olarak tanımlanıyor. Çok iyi değil mi? Ne kadar da samimi! Bu caddenin getirdiği tek dezavantaj ise, tüm şehir halkı bu caddeye her gün her dakika uğradığı için gizli bir iş çevirmeniz neredeyse imkansız! Ya sınıf arkadaşı, ya yan sınıftan bir arkadaş, ya da yan sınıftan arkadaşın oda arkadaşı ile mutlaka karşılaşırsın Mecburiyet’te! ☺
2. Uzak mı, o da ne?
Büyük bir şehirden Niğde’ye gelenlerin hayatlarındaki “uzak” kavramı, Niğde’de kaldıkları süre boyunca ortadan kalkacaktır. Hatta şöyle bir şey söyleyelim; otobüsü sadece kampüse gidebilmek için kullanıyorsunuz! Onun dışında hiç otobüs, dolmuş kullanmanıza gerek yok. Zaten marketten çıkarken yanlışlıkla bankaya girip, kuaförde saçlarınızı kestirirken bir sigara molası kadar kısa sürede kargo gönderimi yapabilirsiniz.
3. Patatesin Başkenti!
Yılda 700bin TON (büyük harflerle yazdım ki gözden kaçmasın!) patates üretilen bir şehre geliyorsunuz. E haliyle patates kızartması, patatesli yumurta, patates yemeği, patatesli pilav, patatesli barbun gibi patates kombinasyonlarına kendinizi şimdiden hazırlayın.
4. Kafa dinlemek için uzağa gitmeyin, kampüste göl var!
Türkiye’deki birkaç kampüste yer alan göllerden birisi de Niğde Üniversitesinde. Kampüsün ortasında göl var, göl! Her ne kadar bazı zamanlarda kötü bir koku yaysa da, buruna bir mandal takıp manzarasına doyulamayacak cinsten. Hele bir de bahar mevsiminde gelen flamingo kuşları yok m? Tadına doyamayacaksınız.
5. Otobüs Şoförleri
Niğde’ye ilk geldiğinizde otobüs şoförlerini telsizle görüp, kalp krizi geçirme şoku yaşayabilirsiniz. Ama merak etmeyin, alışıyorsunuz. Hele bir de şoförler muhabbet etmeye başladı mı, değmeyin keyfimize. Niğde Üniversitesi’nden mezun olan herkesin bir telsiz anısı mutlaka vardır.
6. Adanalıların işgali altındayız!
Kafayı nereye çevirseniz “Üni Niğde” yazısı ile Adana Demirspor’lu öğrencileri görürsünüz. İlk görürsünüz, hmm dersiniz. İkinci de, ooo dersiniz. Üçüncü de, vay be! dersiniz. Dördüncü de, haydaaa dersiniz. Beşinciden sonra alışırsınız. Adanalı dedin mi Niğde’nin her yerinde karşınıza çıkabilme potansiyellerini düşünürsünüz. Sebebi ise Niğde Üniversitesi öğrencilerinin büyük bir kısmının Adanalı öğrencilerden oluşması.
7. AVM Yok, Mecburiyet var…
AVM dediğin şeyi artık hayatından çıkartabilirsin. Onun yerine “Mecburiyet” vereceğiz çünkü sana. İyi taraftan bak, AVM’ye oranla mecburiyette herşey çok ucuz!
8. Çan sesleri… Şaka şaka Çan eğrisi!
Dostluğun bittiği dönem, vize ve final sınavlarından 1 hafta önce başlayıp, sınavların bittiği gün kadardır. Bu süre zarfında dostunuz, arkadaşınız kalmaz. Neden? Çünkü çan eğrisi var! Kimse kimseye Niğde Üniversitesi’nde kolay kolay not vermez. Cüzdanını kaybeden görürsün ama defterini kaybeden göremezsin!
9. Uçacaksın, uçacaksın, havalara uçacaksın!
Mevsim, saat, dakika, yağmur, kar fark etmeksizin rüzgar yiyeceğiniz için vücudunuz rüzgara bağışıklık kazanacak. “Sen cepleri bi taşla doldur istersen” esprisi ise Niğde halkı tarafından milli espri olarak kabul edilip, zayıf herkese gün içerisinde 13127 kere söylenmektedir. ☺
10. Otobüs Şoförü: Milli Piyango var mı ?
Eğer “Milli Piyango var mı?” sorusundan sonra derin bir sessizlik ihtiyacı hissediyorsan, Niğde Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden mezunsun demektir. Selam! Seni buldum! ☺ Yeni gelecekler için spoiler: Sabahları kampüs girişinde sorulan bu soru, büyük bir sükunet ile karşılanıp cevaplanmazsa, otobüs direk olarak eğitim fakültesine gideceği için bir Eğitim Fakültesi öğrencileri tarafından bir hayli önemlidir.
Mecburiyet ile başlayıp, Milli Piyango ile bitirdiğimiz Niğde Üniversitesi tanıtımımızı okudunuz. Halen Niğde’yi tercih etmeyi düşünür müsünüz bilmem ama bizden bir tavsiye, eğer zayıfsanız valizinizi taşla doldurup öyle gidin ☺
Selçuk Üniversitesi Rektörü Sn. Mustafa Şahin öğrencileri ile iç içe olmak adına olsa gerek sürekli olarak Twitter üzerinden öğrencileri ile iletişim halinde. Her gün yüzlerce şey yazılmasına rağmen herkese bir cevabı olan Rektörümüzü bizde inceleyelim dedik. 🙂 Hiç tanımasanız ve sadece internette tanısanız herhalde “bu adam rektör değil” dersiniz. Geçmişteki rektör hocalarımız ile kıyaslamak istemeyiz ama gerçekten sıra dışı olduğu için bu konuyu açmak istedim.
Hocamıza sevgilerimizi sunarak birbirinden komik ve eğlenceli tweetlerine gelin beraber bakalım. 🙂
HANİ SOĞUKTU? İPTAL EDEYİM Mİ TATİLİ?
ACABA KİM? 😀
BİZ BUNU Bİ ARKADAŞLARLA DÜŞÜNELİM HOCAM HATTA KALIN 😀
BEN SANA TELEFERİK OLAMAZSIN DEMEDİM, REKTÖR OLAMAZSIN DEDİM
YANLIŞ, 3 HAFTA TATİL VAR. İLK HAFTADA DA YOKUZ. 😀
BUNA BEN DE YORUMSUZUM. 😀
ÖĞRENCİSİNİ DÜŞÜNEN REKTÖR GİBİ REKTÖR
ELDİVEN DE AL KARTOPU SAVAŞI YAPARIZ. 😀
BENCEDE SENCE. 😀
AYNEN NEFES ALSIN YETER REKTÖR REİS 😀